0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Uzmanından sanayi tesisleri için değerli uyarı

“Plansız endüstrileşme hem etrafa hem de yer etüdüne ziyan veriyor”

“Sanayi tesisleri denetimli halde inşa edilmeli ve işletilmesi sağlanmalı, ayrıyeten yeni sanayi tesislerinin devreye girişi denetim altına alınmalıdır”

“Zemin yahut kaya ortamı gerçek tanımlanmadığında ve denetimsiz hafriyatlar yapıldığında, toprak kayması, heyelan üzere olumsuz durumlarla karşılaşılabilir”

KOCAELİ – Kocaeli’nin etkin sarsıntı sınırı üzerinde bulunması nedeniyle ihtarlarda bulunan Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkan Coruk, sanayi tesislerinin inşasında taban etütlerinin titizlikle yapılması gerektiğini tabir etti. Coruk, bu tesislerinin yanlış pozisyonlandırılması ve bilinçsiz hafriyatlar nedeniyle önemli risklerin ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.

Kocaeli, jeopolitik pozisyonu sebebiyle sanayi tesislerinin ağır olarak bulunduğu kritik kentlerden biri. Bilhassa İzmit Ovası üzere faal sarsıntı bölgelerinde, sanayi tesislerinin inşasında zemin- yapı etkileşimi büyük değer taşıyor. Yanlış hafriyatlar ve taban etüdü yapılmadan gerçekleştirilen projeler, önemli riskler de barındırabiliyor.

Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkan Coruk, sanayi tesislerinin yanlış pozisyonlandırılması ve bilinçsiz hafriyatlar nedeniyle önemli risklerin ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, ikazlarda bulundu.

“Sanayi tesisleri denetimli halde inşa edilmeli”

Plansız endüstrileşmenin hem etrafa hem de yer etüdüne ziyan verdiğini belirten Doç. Dr. Özkan Coruk, “Kocaeli bölgesi, sanayi tesisleri açısından ağır bir bölgedir. Bu yoğunluk, yapılaşma ve yerleşimi dolaylı olarak etkileyen bir faktördür. Sanayi tesisleri denetimli formda inşa edilmeli ve işletilmesi sağlanmalı, ayrıyeten yeni sanayi tesislerinin devreye girişi denetim altına alınmalıdır. Bu yoğunluğu durdurmak için stratejik pozisyonu kıymetli olan sanayi tesisleri dışında yeni tesislerin imaline müsaade verilmemeli ya da etrafa ve tabana uyumlu biçimde denetimli inşa edilmelidir” dedi.

“İzmit Ovası, zelzelenin en şiddetli hissedileceği bölgelerden biridir”

Kocaeli’nin etkin bir zelzele sınırı üzerinde bulunduğunu hatırlatan Coruk, “Kocaeli bölgesi, bilhassa İzmit Ovası, faal bir zelzele sınırı üzerindedir ve zelzelenin en şiddetli hissedileceği bölgelerden biridir. Bu nedenle, sarsıntı zonunun tesirleri kesinlikle göz önünde bulundurularak sanayi tesisleri inşa edilmelidir” diye konuştu.

“Sanayi tesislerinin olumsuz tesirleri direkt zelzeleye neden olmaz”

Sanayi tesislerinin zelzelesi direkt tetiklemediği bilgisini de veren Doç. Dr. Coruk, “Sanayi tesislerinin olumsuz tesirleri direkt zelzeleye neden olmaz fakat taban yahut kaya ortamı gerçek tanımlanmadığında ve denetimsiz hafriyatlar yapıldığında, toprak kayması, heyelan üzere olumsuz durumlarla karşılaşılabilir. Bu durum, binalarda yahut tesislerde deformasyonlara, eğilmelere ve çeşitli yapı kusurlarına yol açar” formunda konuştu.

“Normal kurallarda stabil görünen yapılar zelzele sırasında önemli hasar alabilir”

Doç. Dr. Özkan Coruk, zemin etüdünün kıymetine dikkat çekerek, kelamlarına şöyle devam etti:

“Özellikle İzmit Ovası’nda, İzmit kent merkezinde, eski demiryolu ve D-100 çizgisinde, 1999 Gölcük Sarsıntısı öncesinde ve sonrasında bu cins yapılarla karşılaşılmıştır ve kesinlikle tedbir alınması gerekmektedir. Bu çeşit tabanlarda, zelzele sırasında tabanın nasıl davranacağını hakikat tahlil etmek çok değerlidir. Şayet bu konular dikkate alınmazsa, olağan kaidelerde stabil görünen yapılar, sarsıntı sırasında tabanın ek yükler ve titreşimler nedeniyle farklı davranışlar sergilemesi sonucu önemli hasar alabilir. Burada en kıymetli bahis, yeri yanlışsız tanımlamak, yapıyı tabanın özelliklerine nazaran projelendirmek ve inşa etmektir. Ayrıyeten, inşa sürecinde projede belirlenen tüm gerekliliklerin en ince detayına kadar uygulanması büyük kıymet taşımaktadır”

“Ülkemizdeki en büyük eksikliklerden biri uyumun sağlanamaması”

Sanayi tesislerinin ve binaların inşa kademesinde kontrollerin eksiksiz yapılması gerektiğini de vurgulayan Özkan Coruk, “Ülkemizdeki en büyük eksikliklerden biri bu uyumun sağlanamamasıdır. Ne yazık ki uygulamada da gözden kaçan birçok nokta bulunmaktadır ve kimi kıymetli ögeler sıklıkla göz gerisi edilmektedir. 1999 Gölcük Depremi’nde ve 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nde bu ihmallerin sonuçları açıkça görülmüştür” şeklinde konuştu.